Valimiz Ali Hamza Pehlivan’ın katılımıyla Mersin’in Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 102. Yıl dönümü büyük bir coşkuyla kutlandı.
Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşımızın okunmasıyla birlikte Şanlı Bayrağımız göndere çekildi.
Vali Ali Hamza Pehlivan, beraberinde Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Murat Fırat ve Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile birlikte; tören için hazırlanan araca binerek meydanda bulunan vatandaşlarımızın Mersin’in Kurtuluş Günü’nü kutladı.
Günün anlam ve önemine yönelik bir konuşma gerçekleştiren Vali Ali Hamza Pehlivan, “Mersinimizin kurtuluşunun 102. yıl dönümünde sizleri sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Kurtuluş Günümüzün kutlu olmasını diliyorum.
Bugün 3 Ocak 2024 102 yıl önce yurdumuzun bütününde olduğu gibi Mersin’imizde de kahramanca verilen mücadeleler sayesinde bu topraklar düşman işgalinden kurtarıldı. Aziz milletimiz tarih boyunca tarih sahnesine çıktığı günden bugüne 16 büyük devlet kurdu. Bunlardan biri olan Osmanlı Devleti; İkinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’den Yemen’e Balkanlar’dan Kafkaslar’a içinde bulunduğu zorlu şartlara, her cephede savaşmasına ve üstün başarılar ortaya koymasına rağmen Birinci Dünya Savaşı’nın kaybeden ittifak grubu içerisinde yer alması hasebiyle yenik sayılmıştı.
Akabinde Mondros Mütarekesini imzalandı. Bu mütareke ile vatanımızın İtilaf devletleri arasında pervasızca pay edilmesi girişimi baş gösterdi. Tarih boyunca esareti asla kabul etmemiş olan, hiçbir zaman boyunduruk altına girmemiş olan aziz milletimiz bayrağını, boynu bükük bırakamaz, ezanlarını minarelerden susturamaz, birliğini, beraberliğini bozduramazdı. Milli ve manevi değerlerine namert eli dokundurtamazdı. Bu inancın bir tezahürü olarak Kuvayi Milliye birliklerini kurdu. Mütarekeden çok değil bir kaç gün sonra 5 Kasım 1918 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Mersin’e ziyarette bulundu. O ziyarette şunu ifade etti: ‘Bizim için savaş henüz bitmedi. Asıl Kurtuluş Savaşı şimdi başlıyor. Hazırlıklı olun.’ Bu sözü Mersinli hemşehrilerimiz, emir telakki etti ve akabinde Torosların eteğinde oluşmaya başlayan Kuvayi Milliye birlikleri güçlendirildi. Üç ana noktada Mersin’imiz düşmana karşı direndi, çatıştı, mücadele etti. Alata’dan Derinçay’a, Mersin grubu; Derinçay’dan Tarsus Çayı’na, Tarsus grubu; Tarsus’tan doğuya doğru da Kavaklıhan grubu olmak üzere üç ana noktada ve çevresinde yoğun çatışmalar yaşandı. Bu çetin mücadeleler neticesinde 3 Ocak 1922’de zafer Mersin’in oldu. Bütün yurtta meşalesi yanan ‘kurtuluş ateşi’ Cumhuriyetin ilanına kadar milletimizi götürdü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Cumhuriyetimiz ilan edildi. Mersin’imiz kurtuluşla, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte bütün yurdumuzda olduğu gibi kalkınma ve gelişme yolunda ileriye doğru adımlar atmaya başladı. Gücünü; birliğinden, beraberliğinden, var olan potansiyelinden, aziz Şehitlerinden ve kahraman ecdadından aldı.
Bugün geldiğimiz noktada 102 yılı geride bıraktık. Birkaç gün önce 2023 yılını tamamladık. 2023 yılının millet olarak bizler için müstesna bir yeri vardı. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünü büyük bir gurur ve heyecanla kutladık. Şimdi 3 Ocak 2024 tarihindeyiz. Türkiye’mizin 2. yüzyılına ‘Türkiye Yüzyılı’na adım atmış durumdayız. 1. Yüzyılda elde ettiğimiz tecrübeyi, birikimi, çalışma azmi ve kararlılığını 2. yüzyıla taşıyoruz. Mersin olarak Cumhuriyet Meydanı’nda siz kıymetli Mersinli hemşehrilerimizle birlikte ülkemizi bilimde, teknolojide, tarımda, sanayide, eğitimde, bilişimde, uzay teknolojilerinde, kültürde, sanatta akla gelebilecek bütün alanlarda daha müreffeh, daha kalkınmış, daha da ilerlemiş bir ülke olması, ikinci yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için Mersin olarak en güçlü katkıyı verme kararlılığında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz. Bunu ifade ederken de işte burada bulunan pırıl pırıl gençlerimize, siz kıymetli hemşehrilerimize, Mersinli kardeşlerimize ve bütünüyle toplumumuza, ülkemize güveniyoruz. Ülkemiz gelişiyor, her geçen gün çok büyük mesafeler katediyor ve Mersin’imiz de bununla birlikte, ülkemizle birlikte gelişiyor ve ülkemizin gelişmesine katkı sağlıyor.
Devletimizin, ülkemiz genelinde yapmış olduğu yatırımlardan Mersin’imiz de ziyadesiyle nasipleniyor. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız açılış müjdesini verdi; ‘Çukurova Uluslararası Havalimanı’ birkaç hafta içerisinde açılacak, Mersin ve bölge halkımızın hizmetine, bölgedeki illerimizin hizmetine sunulacak.
Yine geçtiğimiz haftalarda ‘Pamukluk Barajı’ açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın canlı bağlantı kurduğu açılış töreninde gerçekleştirdik. Şu anda hızlı bir şekilde hem tarımsal sulama kanalları hem de içme suyu şebekesi ve arıtmasını da Büyükşehir Belediyesi yapmak suretiyle birkaç yıl içerisinde 1,5 milyona yakın nüfusumuz cazibeli içme suyuna kavuşmuş olacak. DSİ tarafından inşa ettirilmekte olan sulama hatlarıyla binlerce dekar tarım arazisi de suya kavuşacak.
Bir yandan şehrimizin ekonomisine büyük katkısı olan Mersin Limanı’mızda genişleme çalışmaları başladı. Kapasitesi 2,6 milyon TEU’ den 3,6 milyon TEU’ ye çıkacak. Dün ihracat rakamları açıklandı: 255 milyar dolar. Bu rakamlara en büyük katkıyı yapan illerden biri de Mersin İlimiz. Eğitim, sağlık, gençlik spor hizmetleri çok daha iyi noktalara gelmiş durumda. Bir yandan da ulusal manada ortaya konulan eserlere, çalışmalara ilimizden gerekli katkıyı sunma gayreti içerisindeyiz. Savunma sanayi yatırımları giderek artıyor.
Savunma Sanayinde yerlilik, millilik oranları %15’lerden %80’lere ulaştı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o zorlu savaş yıllarında defaatle ziyaret ettiği bu bölgede, bölge temsilcileriyle görüşürken bir defasında temsilcilerden biri şunu ifade ediyor:
‘Paşam biz büyük devletlerle ittifak halindeyken bile Birinci Dünya Savaşı’nı kazanamadık. Bu mücadeleyi bundan sonra artık kalemle mi versek?.’ diyor. Mustafa Kemal Paşa kararlılıkla şu ifadeyi kullanıyor:
‘Türk milleti asla esareti kabul edemez. Muhakkak silaha sarılacaktır.’ Nitekim silaha sarılarak mücadele ediyor ve bağımsızlığını kazanıyor. Bu örneği şunun için anlattım: Bizim ecdadımız bilek gücünü de önemsemiştir. Bilek gücü demek güvenliğin tesis edilmesi anlamına gelir. Eğer güvenliğiniz varsa eğitim de yapabilirsiniz, yatırım da yapabilirsiniz, sanayinizi de geliştirebilirsiniz. Güvenliğiniz yoksa bunların hiçbirini yapamazsınız.
O yüzdendir ki önce kurtuluş mücadelesi verilmiş, Cumhuriyet ilan edilmiştir. Hemen o yıllarda İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve muasır medeniyetler çıtası konulmuştur. Bugün Mersin’imizde ve ülkemizde güvenlik ve asayişten asla taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz. Dün düşman ülkeler olarak üzerimize gelenler, bugün terör örgütleriyle üzerimize geliyor ama onlara asla müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz.
Bakınız, Mersin olarak huzurluyuz. Huzurlu bir ortamımız var. Çünkü artık buraya örgütler, şer odakları dokunamıyor, dokunamayacak. Huzurumuzu bozmaya çalışanlara asla geçit vermedik, vermiyoruz, vermeyeceğiz.
Bunu yaparken güvenliğimizi tesis eden, temin eden kahramanlarımız, güvenlik birimlerimiz gücünü ecdadından, geçmişinden şanlı tarihinden alıyor. Güven ve huzur içinde toplum olarak birbirimize daha fazla kenetleneceğiz. Ülkemizi daha ileri noktalara taşımak için hep birlikte çok daha fazla çalışacağız.
Bu duygularla Mersin’imizin Düşman işgalinden Kurtuluşunun 102. yıl dönümünü içten en iyi dileklerimle kutluyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli mücadele kahramanlarımızı, aziz Şehitlerimizi, ebediyete irtihal eden aziz Gazilerimizi saygıyla, minnetle ve rahmetle yad ediyorum. Hayatta olan gazilerimize, şehit ailelerimize en kalbi şükranlarımı, saygılarımı sunuyorum. Bu vesileyle, bu meydanı dolduran bugün Kuvayi Milliye Caddesi’nde, Gar’da törenlere iştirak ederek bayramın coşkusuna ortak olan siz kıymetli Mersinli hemşehrilerimize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
Tören programında, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yaptı, duygu ve düşüncelerini dile getirdi.
Program öğrenciler tarafından okunan şiirlerin ardından, Komando Birliği, Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları ekibinin sergiledikleri gösteri ile devam etti.
Daha sonra Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği tarafından verilen konserin ardından tören, Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) personeli tarafından helikopter ile gerçekleştirilen ‘üzüm salkımı’ gösterisi ile sona erdi.