ALİ KEMAL KÖSEOĞLU
Tarsus…
Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan kadim bir kent olan Tarsus’um…
Herşeyin en Güzeline layık, bereketli toprakların sahibi güzel Tarsus’umuz…
Ve bu çok kıymetli kentimizdeki Tarsus Üniversitesi, atanacak yeni rektörü bekliyor, iki ayı aşkın bir süredir…
Rektör adaylarının büyük bir kısmı, bu koltuğa oturabilmek için iktidardaki siyasiler ile dirsek temasında…
Bu doğrultuda, yaklaşık 30 profesörün Tarsus Üniversitesi Rektörü olabilmek için adaylık başvurusunda bulunduğu iddia ediliyor.
Hatta, Rektör adaylarıyla yapılan mülakatlarda, Tarsus Üniversitesi’ndeki herkesin haberdar olduğu haksızlık ve sıkıntılara dikkat çekilerek bu sorunların nasıl çözüleceği noktasında kendilerine sorular sorulduğu da kamuoyunda yoğun bir şekilde konuşuluyor.
Rektörlük başvurusu yapan adayların önemli bir kısmı üniversite içerisinden ve giden Rektörün mevcut ekibinden…
Bir kısmı ise Tarsus dışından, farklı il ve üniversitelerden…
Tarsus sevdalısı Gazeteciler olarak bizler, Tarsus’a üniversite kurulması için 30 yılı aşkın süredir büyük bir mücadele verdik. Bu mücadelelerimizi Allah da biliyor, Tarsus ve Mersin kamuoyu da…
Üniversiteleri yakından izleyen ve takip eden birisi olarak, eğer bana bundan birkaç sene öncesine kadar, “Tarsus’un Yeni Rektörü kim olmalı?” diye sorulsaydı, ben de bu soruya cevap olarak Tarsus’a, Tarsus Üniversitesi’ne, deneyimli ve bölgenin dinamiklerini iyi bilen liyakat sahibi bir rektör atansın derdim.
Ancak aradan geçen süreçte, Tarsus Üniversitesi’nin ülke gündeminden düşmeyen, ulusal basına sürekli olarak konu olan usulsüzlükleri, Tarsus Üniversitesi’ne, Üniversite’nin içinden bir rektör atanmaması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Evet yanlış okumadınız!
Tarsus Üniversitesi’nin yeni rektörü, içeriden değil dışarıdan birisi olmalı…
Yani…
Tarsus Üniversitesi’ne; Rektör Yardımcısı, Genel Sekreter, Dekan, Müdür, Rektör Danışmanı, Yönetim Kurulu Üyesi veya Senato Üyesi gibi idari görevlerde eski yönetimin usulsüzlüklerine ortak olmuş, içeriden hiç kimsenin Tarsus Üniversitesi’ne Rektör olmaması gerekiyor!
Çünkü, Rektörlük için üniversite içerisinden bir ismin atanması, mevcut yapıyı sürdüren bir anlayışın devamı anlamına gelecektir.
Çünkü bu ekip, yıllardır bu sistemin bir parçası haline gelmiş durumda.
Çünkü bu ekip, liyakata dayalı bir yönetim anlayışının önünde önemli bir engel olarak görülmektedir!
Hatta bu ekibin, YÖK Kanunu’na ve Anayasaya’nın eşitlik ilkesine dahi aykırı uygulamaları, Sayıştay’ın da 2020 yılındaki raporunda tarihe not düştüğü üzere Tarsus Üniversitesi’nin kanunlarla belirlenen amaçlarına ulaşması açısından “RİSK” teşkil etmektedir.
Ve bu ekibin amacının bugüne kadarki uygulamalarında Tarsus’umuzu veya Tarsus Üniversitesi’ni yüceltmek olmadığı kanısı kamuoyunda hakim bir görüş olarak yaygındır.
Bunu da geçen süreçte, bu memleketin insanları maalesef ciddi bir şekilde deneyimledi!
Tarsus Üniversitesi’nin yeni bir başlangıç yapması ve üniversitenin yeniden yapılandırılması artık elzem ve kaçınılmadır.
Bunun için ise, genel çerçevede Tarsus Üniversitesi dışından birisinin atanması gerekiyor.
Ancak, bununda koşullarının olması gerekiyor…
Eğer üniversite dışından atanacak kişi de, giden Rektör ile doğrudan veya dolaylı ilişki içerisinde ise veya olacaksa, çeşitli yollarla Tarsus Üniversitesi’nin şimdiki yapılanmasına destek vermişse, eski yönetimin anlayışını ve ekibini aynı şekilde devam ettirecekse değişen sadece bir isim olacaktır.
Dolayısıyla vatandaşlar, Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla gerçekleşecek bu atamanın, yalnızca bir kişinin Rektörlüğe getirilmesi değil, aynı zamanda bir zihniyet değişiminin başlangıcı olacağını ümit ediyoruz.
Sözün özü…
Tüm Kamuoyu, Tarsus Üniversitesi’nin eski yönetiminden ve yarattığı tahribattan kurtulmak için gün sayıyor.
Bizler de açılması için uzun yıllar emek verdiğimiz, destek olduğumuz üniversitemize gerçekten o koltuğa layık, liyakatlı, adil, hakkaniyetli bir Rektör atanmasını diliyor ve bekliyoruz…